İRLANDA ADASININ ÖZ DİLİ GAELİC, AB’NİN RESMİ DİLLERİ ARASINA GİRDİ

0

İrlanda’nın İngilizce’yle birlikte iki resmi dilinden biri olan Gaelic dili, 2022 yılının başlamasıyla beraber Avrupa Birliği’nin resmi dillerinden birisi olarak kabul edildi.

İrlandalılar’ın bugün unutulmaya yüz tutmuş olsa da öz dilleri olan Gaelic dili (İrlandaca) 1 Ocak 2022 tarihi ile Avrupa Birliği’nin resmi dilleri arasında yer almaya başladı. İrlanda Cumhuriyeti’nin İngilizce’yle birlikte resmi ana dili olarak kabul edilen Gaelic dilinin, ilk olarak 2007 yılında Avrupa Birliği’nin resmi dilleri arasında kabul edilmesi kararlaştırılmıştı. Fakat o tarihten günümüze personel eksikliği gibi çeşitli sebeplerden dolayı Avrupa Birliği dökümanlarının Gaelic dilinde hazırlanması mümkün olmamıştı. 2007 yılından 2022 yılına kadar geçen sürede Gaelic dili, AB resmi dilleri arasında geçse de; AB dökümanları ve belgelerinde tam anlamıyla Gaelic dilinde de yayınlanmıyordu.

AB kurumlarındaki Gaelic diline hakim personal sıkıntısı başta olmak üzere dilin kullanımındaki diğer sorunların giderilmesinin ardından, AB tarafından uygulanan ‘askıda’ uygulaması kaldırılarak İrlanda adasının öz dili Gaelic dili AB’nin resmi dilleri arasında yer almaya başladı.

Gov.ie internet sitesinden yayınlanan açıklamada bu gelişme, unutulmaya yüz tutmuş Gaelic dilinin varlığını devam etmesi açısından büyük bir sevinçle karşılandı.

İrlanda 1973 yılında Avrupa Birliği’ne katıldığı zaman Gaelic dili AB, tarafından sadece anlaşma dili olarak kabul edilmilmişti ve uzun yıllar boyunca kısıtlı sayıda belge Gaelic dilinde hazırlanmıştı. Bunun en başlıca sebebi teknolojik imkanların yetersizliği ve Gaelic diline hakim personel sıkıntısıydı.

İRLANDA VE AB İLE BİRLEŞİK KRALLIK ARASINDAKİ TİCARİ GERİLİM TIRMANIYOR

0

İrlanda ile Birleşik Krallık arasında, Brexit sonrası oluşturulan Kuzey  İrlanda Protokolü’nün uygulanması yönelik, sorunlar devam ediyor. İrlanda Başbakanı, yaptığı konuşmada İngiliz Hükümeti’ni hedef aldı.

İrlanda ve Avrupa Birliği’nde, İngiltere’nin Kuzey İrlanda protokolünün 16. Maddesini uygulamaya koyacağına dair endişe var. İrlanda’nın Kuzey İrlanda ve Birleşik Krallık’la  Brexit sonrası ticari ilişkileri düzenleyen Kuzey İrlanda protokolünün 16. Maddesi, sosyal veya ekonomik aksaklıklar nedeniyle taraflardan birinin ilişkileri askıya almasına olanak sağlıyor. Yalnız, madde protokol şartlarını tamamen ortadan kaldırmıyor, yeni bir müzakere sürecini öngörüyor.

Brexit’ten sonra Birleşik Krallık ile İrlanda ve İrlanda dolayısıyla Avrupa Birliği arasındaki ticari faaliyetlerin düzenlenmesinde çeşitli sorunlar yaşanıyor. İngiliz hükümeti, Kuzey İrlanda’yı Avrupa Gümrük Birliği içerisinde tutan protokolü olduğu hali ile uygulamak istemiyor. The Irish Times’da yer alan habere göre;  Dublin ve Brüksel’deki yetkililerin, İngiliz Hükümeti’nin 16. Maddeyi yürürlüğe koymak için zemin çalışması yaptığına dair bilgi edinmesi endişelere sebep oluyor.

“SORUMSUZCA BİR DAVRANIŞ OLUR”

İrlanda Başbakanı (Taoiseach) Micheal Martin, bu hafta İrlanda Meclisinde (the Dail) yaptığı konuşmada direkt olarak İngiliz Hükümeti’ni hedef alan sözler kullandı. Martin, “ Biz ve Avrupa Birliği komisyonu iyi niyetli hareket ediyoruz. Birleşik Krallık’ın da iyi niyetli olarak karşılık vermesini bekliyoruz. 16. Maddenin uygulanması sorumsuz, vizyonsuz ve pervasız bir hareket olur” dedi.

Taoiseach Micheal Martin

İngiliz Hükümeti’nin kararlarının karşılığı olacağını vurgulayan Martin, “16. Madde uygulanırsa, Birleşik Krallık ile Avrupa Birliği ilişkileri ciddi şekilde etkilenecektir. Aynı şekilde İrlanda Hükümeti ile Birleşik Krallık Hükümeti arasındaki ilişkiler de etkilenecektir” diye konuştu.

Martin, “ Böyle bir davranış, Birleşik Krallık ile İrlanda arasında Good Friday Anlaşması’yla oluşturulan barış ruhuna uygun bir davranış olmayacaktır” şeklinde konuştu.

İRLANDA DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI UYARDI: AFGANİSTAN’DAN AYRILIN!

0

İrlanda Dışişleri Bakanlığı,artan Taliban tehlikesini göz önünde bulundururarak Afganistan’da bulunan İrlanda vatandaşlarını acil bir şekilde ülkeden ayrılmaları konusunda uyardı.

Amerika Birleşik Devletleri’nin Afganistan’da bulunan askeri güçlerini geri çekmeye başlamasının ardından Taliban örgütünün bölgedeki hakimiyet alanı genişlemeye başladı. Taliban hakimiyetinin genişlemesi dünyanın birçok ülkesinde endişe ile karşılanıyor. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere çeşitli ülkeler Afganistan’da bulunan vatandaşlarını ülkeyi terk etmeleri konusunda uyarıyor.

Afganistan’da yaşanan gelişmeleri takip eden İrlanda Dışişleri Bakanlığı da çeşitli nedenlerle Afganistan’da bulunan İrlanda vatandaşlarının en kısa sürede bulundukları bölgeyi terk etmeleri konusunda uyardı. İrlanda’nın Afganistan’ın başkenti Kabil’de diplomatik personeli bulunmazken; bölgedeki konsolosluk faaliyetlerine yardımcı olan Abu Dhabi İrlanda Büyükelçiliği kayıtlarında az sayıda İrlanda vatandaşının Afganistan’da bulunuyor.

İNSAN HAKLARI İHLALLERİ ENDİŞESİ

İrlanda Dışişleri Bakanlığı, RTE kanalına yaptığı açıklamada, “Ocak ayından beri BM Güvenlik Konseyinde yer alan İrlanda, Taliban’ı sürdüdüğü şiddet politikasını sonlandırması ve daha fazla sivilin kaybını engellemek için kalıcı ateşkeş için anlaşması çağrısı yapıyor. Ayrıca İrlanda, Taliban’ı Doha Barış Görüşmelerine tekrar katılmayı çağırıyor. Afganistan’daki barışı sağlamanın tek yolu Taliban ile Afgan Hükümeti arasında gerçekleştirilecek siyasi müzakerelerdir” ifadelerini kullandı.

Afganistan’da son 10 yıl içerisinde başta çocuk ve kadınlar ile azınlık hakları olmak üzere insan hakları kazanımlarının korunması gerektiğini vurgulayan Bakanlık, ülkede kaydedilen zorla evlilik, cinsel saldırı gibi insan hakları ihlalleri hakkındaki endişesini belirtti. Son olarak İrlanda Dışişleri Bakanlığı, İrlanda’nın gelecek hafta BM’De Kadın, Barış ve Güvenlik konusunda Afganistan’daki kadınların durumunu ele alan bir toplantıya ev sahipliği yapacağını duyurdu.

 

DUBLİN’DE BİNLERCE KİŞİ FİLİSTİN İÇİN BİR ARAYA GELDİ

0

İrlanda’nın başkenti Dublin’de binlerce kişi İsrail’in Filistin’e karşı gerçekleştirdiği saldırıları prostesto etmek için bir araya geldi.

İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği operasyonlara dünyanın birçok yerinden tepkiler yükselmeye devam ediyor. İrlanda’nın başkenti Dublin’de de İsrail Devleti’nin Filistin’e karşı düzenlediği saldırılara tepki göstermek için sivil toplum kuruluşlarının da katıldığı protesto yürüyüşü gerçekleştirildi.

22 Mayıs Cumartesi günü, Dublin’in merkezi noktalarından biri olan O’Connell Caddesi üzerinde toplanan binlerce kişi, taşıdıkları Filistin bayraklarıyla İsrail Büyükelçiliği’nin önüne kadar yürüdü. Gösteriye Dublin’de yaşayan Filistinliler, Müslüman topluluklar ve birçok İrlandalı katıldı.

Gösteri boyunca Filistin’e özgürlük slagonları atılırken, İsrail’e karşı yaptırım uygulanması talep edildi. Gösterinin olaysız şekilde gerçekleşmesi için İrlanda Polis Teşkilatı Garda, göstericilere eşlik etti.

‘BİRLEŞİK İRLANDA’ HAYALİ GERÇEKLEŞİR Mİ?

0

İrlanda Adasının kalıcı tartışma konusu olan Birleşik İrlanda fikri, The New York Times ve The Washington Post Gazetelerine verilen bir ilanla tekrar İrlanda gündeminin üst sıralarına tırmandı. Gelecek bir tarihte birleşme için referandum yapılıp yapılmayacağının cevabı ise şimdilik bilinmiyor.

İrlanda Bağımsızlık Savaşı’nın ardından İrlanda’nın Birleşik Kralık’tan ayrılarak bağımsız bir devlet olmasıyla İrlanda adasında biten siyasi birlik, o tarihten günümüze tartışma konusu olmaya devam ediyor.  90’lı yıllara kadar IRA’nın başrolünü oynadığı birçok terör ve şiddet olayına şahit olan Kuzey İrlanda, şiddet kıskacından kurtulmuş olsa da, siyasi olarak hep belirsizlik içerisinde oldu.

1998 yılında uzun müzakareler sonucu yapılan Good Friday Anlaşması ile adadaki çalkantılı ortam sakinleşmeye başladı. Anlaşma ile;  İrlanda, Kuzey  İrlanda ve İngiltere arasındaki ilişkileri yeniden düzenlendi. Ayrıca, Kuzey İrlanda’daki siyasi yapıda düzenlemeler oldu ve Kuzey İrlanda halkına gelecekte İrlanda ile birleşip birleşmeme konusunda referandum yapma hakkı tanındı.

Şiddet olaylarının geride kaldığı günümüzde, birleşme referandumu fikri her önemli ekonomik ve siyasi gelişme sonrası Kuzey İrlanda’nın gündemine geliyor. Bazı siyasi çevreler bunu İrlanda adası için kaçınılmaz son olarak tanımlıyor. Özellikle, Birleşik Krallık’ın Brexit sonrası Avrupa Birliği’nden ayrılmasının ardından İrlanda adasındaki sınırın kalkıp kalkmayacağı sorusu daha  sesli sorulmaya başlandı.

KUZEY REFERANDUM FİKRİNE SICAK

2021 yılının ilk günlerinde The Sunday Times Gazetesi, konuyla alakalı bir anket düzenleyerek Kuzey İrlandalılara birleşme referandumu hakkındaki görüşlerini sormuştu. Anketin sonuçlarına göre, bölge halkının yüzde 51’si İrlanda ile birleşme konusunda referandum yapılması fikrine sıcak bakıyor. İrlanda ile birleşmeyi isteyenlerin oranı ise yüzde 47. Bu sonuçlar, ilerleyen zamanlarda birleşme referandumunun Kuzey İrlanda gündemin temel maddesi olmaya devam edeceği anlamına geliyor.

İRLANDA KÖKENLİ ABD’LİLER BİRLEŞME İSTİYOR

Konunun bir diğer müdahili daha var. Atlantik’in öteki ucunda ABD’de bulunan İrlanda kökenli Amerikalılar… ABD’de İrlanda kökenli Amerikalılar geniş bir lobi gücüne sahip. Sinn Fein’nin Arkadaşları, İrlandalı Amerikan Birlik Konferansı gibi organizasyonlar altında faaliyetlerini sürdüren İrlanda kökenli Amerikalıların en büyük hayallerinden birisi de İrlanda’yı tek bir bayrak altında görmek…

İrlanda kökenli bir aileden gelen Joe Biden’in ABD başkanı olması, İrlanda kökenli Amerikalılar da bazı beklentiler oluşturdu. St Patrick Günü sebebiyle İrlanda Başbakanı Micheal Martin ile ABD Başkanı Joe Biden’in telefon görüşmesi yapması beklendiği gün, ABD’nin önde gelen iki gazetesi  The New York Times ve The Washington Post’ta ‘A UNITED IRELAND – LET THE PEOPLE HAVE THEIR SAY’ (Birleşik bir İrlanda – İnsanların Söz Sahibi Olmasına İzin Verin) başlığı ile bir ilan yayınlandı. İlanı, Sinn Fein’in Arkadaşları’nın öncülük ettiği İrlanda kökenli Amerikalı gruplar finanse etti. İlanda, ‘Özgür ve birleşik İrlanda’yı ziyaret eden ilk Amerikan nesli olabiliriz’ cümlesi dikkat çekiyor.

ÇEKİNCELER VAR…

ABD’de yaşanan bu gelişmeler Atlantik’in bu tarafında tartışılmaya devam ediyor. İrlanda’nın en çok tıklanan haber sitelerinden biri olan thejournal.ie, The Good Information Project köşesinde mart ayı boyunca Birleşik İrlanda fikrini tartışmaya açtı. İrlanda adasının siyasi geleceği hakkında fikirlerini paylaşan İrlandalı uzmanların, birleşme hakkında ortak bir fikre sahip olduğu söylenemez.

Geçmişte yaşanan şiddet olaylarının, mezhepsel ve politik ayrılıkların hafızalardaki izleri iki tarafta da silinmiş gibi görünmüyor. Bunun yanı sıra, birleşmenin getireceği yapısal değişikler ve ekonomik bilinmezlik de İrlandalıları düşünüdüren bir başka konu.

FENOMEN CUMHURBAŞKANI HİGGİNS…

0

Sempatik tavırları ve hayvanseverliği ile ve sağlam bir insan hakları savunucusu olan İrlanda Cumhurbaşkanı Michael D. Higgins, küresel bir fenomen olmuş durumda.

1941 doğumlu İrlanda Cumhurbaşkanı Michael D. Higgins, sempatik tavırları ve renkli kişiliğiyle dikkat çekiyor. Davetlere köpekleriyle birlikte katılması, Cumhurbaşkanlığı konutunun önünde vatandaşlarla fotoğraf çektirmesi, halkın arasına karışmaktan çekinmemesi gibi özellikleriyle bir bugünlerde bir internet fenomeni olmasına karşın, Higgins tüm hayatını insan hakları savunucusu olarak geçirmiş aktivist bir politikacı.

Aktif siyasete girmeden önce sosyoloji alanında akademisyenlik yapan Higgins, siyaset hayatı boyunca çeşitli görevler bulundu. 1993-1997 yılları arasında Kültür ve Sanat Bakanlığı yapan Higgins, İrlanda sineması sektörünün tekrar canlandırılmasında ve halkın sanat eserlerine erişimlerini kolaylaştırmak için yaptığı çalışmalarla dikkat çekti. Başarılı siyasetçi, Cumhurbaşkanı olana kadar yaklaşık 25 yıl İrlanda Meclisi altında çeşitli görevlerde halkına hizmet verdi.

ULUSLARARASI HAK SAVUNUCULUĞU…

Higgins, sadece ülkesinde değil, uluslararası arenada da sevilen ve saygı duyulan bir politikacı. Bunun nedeni de güçlü bir insan hakları savunucusu olması. 1988 yılında Şili’de diktatör General Pinochet’in görevine devam edip etmeyeceğinin oylanacağı referandumda yer alan ilk uluslar arası gözlemciydi. Şili’deki insan hakları ihlallerine karşı bir duruşa sahipti. Şili halkının yanında bu duruşuna bir teşekkür olarak 2016 yılında Şili Hükümeti Higgins’e ödül verdi. 2010 yılında ise, İsrail’in Filistin’e karşı uyguladığı politikaları eleştirdi ve Filistin’e destek verdi. 

Higgins, İrlanda ile ABD arasında tarihsel bağlara dayalı kuvvetli müttefikliğe ve ilişkilere rağmen, ABD Başkanlarından Ronald Reagan’ın dış politikalarını ve Başkan George W. Bush’un 2003 yılında Irak’a açtığı savaşı açık bir şekilde eleştirmekten geri durmadı. 

İrlanda Cumhurbaşkanı Higgins, siyasi kariyerin bazı noktalarında popülerliği kaybetmesine neden olsa bile hayatı boyunca insan haklarını ve adaleti savunmaktan ve barış istemekten geri durmayan bir karakter olarak ön plana çıkıyor. 

HİGGİNS VE KÖPEKLERİ…

Zaman içerisinde her görüşten insanın sempatisini kazanan tecrübeli siyasetçi aynı zamanda çok sıkı bir hayvan sever. Cumhurbaşkanlığı konutundan ailesi yanı sıra köpekleriyle birlikte yaşayan Higgins, gelen konukları köpekleriyle birlikte ağırlamaktan ve davetlere köpeklerini götürmekten geri durmuyor.