Ana Sayfa Kültür Göçmen olmak ve Yaşamak

Göçmen olmak ve Yaşamak

328
0

Kavramların hayatımıza teğet geçtiği zamanları herkes bir dönem yaşamıştır. Bir amaç uğruna yaşamayı ertelediğimiz ve odaklandığımız, en konsantre zaman dilimlerinden birisi göçmenliktir. Göçmek bazen arkada bırakabilmek bazen de vardığınız noktadaki içtiğiniz suyun tadını alabilmektir.

Göçtüğünüz yer çok önemlidir. Göçtüğünüz sebepler çok önemlidir. Ulaşmak istediğiniz hedef çok önemlidir. Sınırlarınızın farkında olmak çok önemlidir. Sizin kodlarınızı oluşturan yerden ayrılmak bazen sizi pozitif yönde etkileyebilecek iken bazen de içinden çıkılmaz buhranlara sürükleyebilir.

Yaşamayı anlamak ise ancak kendi DNA’nız ile aranızda olan bağlantı ile alakalıdır. Herkesin damarlarında kan dolaşır ancak çok az kişi kalbini gerçekten attıracak bir sebebe sahip olabilir. Bu bir heyecandan daha çok, idealler ve umutlar bileşkesidir. Kendini bilen bir insan için bazen vatan gurbette olabilir. Bazen İrlanda’da geçtiğiniz sokakta gördüğünüz bir Türk marketi size memleketi getirebilir.

Mesafelerin uzunluğuyla ifade edilen göçmenlik kurumu insan doğasının gecesini ve gündüzünü ifade eder. Gündüz ve gecenin kavuşması nadir yaşanır. Aynı insanın göçtükten sonra vardığı yerle geldiği yer arasında asılı kalması gibidir. Tutulmaların varlığı bilinir ancak belki 20 senede belki de 50 senede bir görülür.

Aslında 21. Yüzyılda bu tarz kavramları romantize etmek çağın ruhuna aykırıdır. Gelişen teknoloji zaman ve mekân farkını ortadan kaldıracak seviyeye çoktan ulaşmıştır. Doğum günü hediyesi göndermek için artık düşünmeye dahi ihtiyaç yoktur. Fakat üzerine düşünülmeyen her şeyin solup gittiği gibi ilişkiler artık başka bir boyutta varlığını sürdürür.

Bu atmosferde sanırım bir başka bileşen; şans devreye girer. Hayatın size sundukları ve sizin dört elle sarıldıklarınız bu kapsamda değerlendirilebilir. Yaşamak kendi içinde endişe ve tedirginliği otomatik olarak getiren bir olgudur. Bu kapsama mesafeleri de eklediğinizde belki de sizi oluşturan ve oluşturacak yapı taşları yerinden oynar yahut yerine oturur. Bu zorlu bir o kadar zamandan bağımsız uzun bir yolculuktur. Yapılan planlar bazen yerini sürprizlere bırakır. Orada inanç ve direnç devreye girer. Yaşamak bazen ertelense de sırası geldiğinde sahneyi almak için can atan bir çocuk gibi kendini gösterecektir.